1 Mayıs 2013 Çarşamba

milyonluk eşşekler #sg

oyuncu inceleme serimiz devam ediyor, dostlar buna ne diyor. ne derse desin dostlar, nerde kaldı garson bizim ayvalık tostlar. girişimiz olay çıkışımız olay, nası koydu ama kadıköyde koray. ilk bölümü 2 gün evvel yayınlamıştık. paez giriş yazma işini bana devredince insiyatif aldım ve batırdım. olur öyle. milyonluk eşşekler serimizin bu seferki misafirleri sg'ler. incelenecek isimler şöyle;

 "keith langford, renaldas seibutis, sammy mejia, fabien causeur, daniel hackett, pietro aradori, thomas kelati, david logan, kc rivers ve carl english"

hemen başlayalım madem...






keith langford

avrupa basketbolunun hale hazırdaki en önemli skorerlerinden biri. avuç içine yerleştirdiği mıknatıslar sayesinde top hakimiyeti muntazam. bu sayede topun onun elinde kaldığı anlarda rakibini geçiş şekli üzerine tahminler yapabiliyorsunuz sadece. ilk adımda çok çabuk ve bu sayede geçemeyeceği rakip yok.

sayıya gidiş yöntemi olarak çok fazla opsiyonu var. şutu üst düzey sayılmaz, doğru şutu seçtiği pek söylenemez. ancak her türlü tempoda her türlü hücum sisteminde gerekli serbestliği görürse gerekeni yapar.

keith langford ilk olarak khimki kariyerinde parlamayı yaptı. o khimki takımının en önemli hücum silahıydı. o takımda beraber çalıştığı coach sergio scariolo khimki'den sonra milano'da da benzer bir takım yaratmayı hedefledi. bu sebeple malik hairston gibi 1e1'den de sayı çıkartabilen sert bir sf, avrupanın elit şutör pf'lerinden fotsis ve buruzis gibi sayı opsiyonu oldukça geniş bir pivotun yanında onu da görmek istedi. ama oyun kurucu olarak planinic gibi yaratıcı bir guard yerine omar cook gibi garantici bir pg seçince bahsi geçen oyuncuların hepsi kendi tabanlarını gördüler. bu sistemsizlikte ise langford yine bildiğini okudu ve istatistiksel olarak sorun yaşamadı.

daha fazla bireysel yetenekleri sayesinde sahneye çıkan ve sistemin içinde dönen bir çark değil sistemin tıkalı kanallarını açmaya yarayan bir skor opsiyonu keith langford. ondan daha fazla efor, daha fazla savunma, daha fazla topsuz oyun, daha fazla sahadaki 5'ten biri olmasını beklemek haksızlık olur. ondan beklenilmesi gereken şey maç başı 12-13 top kullanıp 15 sayı bulması olur. potaya gidemeyen takımlarda, bireysel iso hücumlarıyla fark yaratan takımlarda veyahut mevcut sisteminin içinde 18-20dk rotasyonunda ara sıra düzen dışına çıkıp rakibe başka alanlarda sorun yaratmak isteyen takımlarda iş yapabilecek bir yıldız.

langford için sistemden ziyade ona tanınacak serbestlik önemli. bu seneki galatasaray'da da oynardı fenerbahçe'de de ama anadolu efes'te oynayamazdı. ona o serbestliği vermeyecek bir coachla başarılı olması imkansız. onu alıyorsanız çaresini düşüneceksiniz.




renaldas seibutis

gökhan taştimur'un bir şehrin kaderini değiştirdiği sene alışılagelmiş ligin yeni takımı havasından çok ne yaptığını bilen bir avrupalı takım gibi hazırladığı olin edirne'sinin en önemli yıldızıydı seibutis. o sene samardziski'yle beraber doliboa, ginevicius, can akın, caner ercan gibi oyuncu topluluğuna kariyerlerinin sezonunu yaşattılar. doğru yapıda, doğru basketbolla eldeki bulgurla yapılabilecek bir şeyler olduğunu gösterdiler.

seibutis o müthiş sezondan sonra anlaşmalar tamamlanmışken galatasaray yerine euroleague oynayabileceği bir takım olan rytas'a yani memleketine gitmeyi yeğledi. ama ne hikmettir ki o galatasaray euroleague elemelerinde finalde rytas'ı yenerek euroleague'e giden takım olurken seibutis miroslav stoch sendromuyla kendisini az yağlı sütlere vurdu.

seibutis'in oyunun en önemli parçası şutları. harika bir şutör. şutör derken 2 veya 3 numaradan screen kovalayan, hazırlanmış pozisyonları bitiren bir şutör değil. tam tersi gerekirse 1 numara oynayan oyunu hazırlayan, boşlukları kovalayan bir şutör. hem hareketli hem statik şutların hepsini her şekilde sayıya döndürebiliyor. oyun zekası ve saha görüşü üst seviyede. bu sayede çoğu zaman 2 numara olarak oyun da kurabiliyor. bildiğimiz skorer oyuncu kimliğinden biraz farklı.

şut dedik ama yetmez. p&r sonrası veya penetre denemelerinde stop ederek havada dengesini bularak çok temiz şutlar çıkartıyor. yani savunmacısının herhangi bir fiziksel temasında faul alabileceği pozisyonları çok iyi kovalıyor. üstüne pasör özellikleriyle bu tip pozisyonlarda başka kapılar da açmış oluyor. dediğim gibi hem dışarıdan hem de potayı rahatsız edici penetreleriyle çok öldürücü bir silah. savunmada ise kurnazlığı ve zekiliği sayesinde iyi işler çıkartabiliyor.

genel olarak topu getirmesini isteyebileceğiniz kadar top hakimiyeti olan, oyun kurabilecek kadar oyun kurucu meziyetleri olan, hem potaya gidebilen hem de her an şutunu kaldırabilecek bir skorer. üstüne üstlük bunları yaparken hiçbir şekilde takım oyunundan ve prensiplerinizden ödün vermeniz gerekmez. şut seçimlerini akıllı yapan bir oyuncudur.

çift guardlı oynayan veya topu paylaşan takımlarda skorer oyuncu olarak kullanılabilecek yeterli bir oyuncudur. muhtemelen yıllık maliyeti de 600k euro'ların üstüne çıkmaz.



sammy mejia

erman kunter'in adam ettiği en özel adamlardan biridir sammy mejia. diğeri de bizim fabian kasör'dür :( mejia harika cholet kariyerinin sonunda cska'ya giderek belki de kariyer tırmanışını durdurdu. o cska'da sürekli olarak bench'de kalması sözleşmesinin sonunda iyi bir kontrat bulamamasına yol açtı.

mejia oyuncu özellikleri olarak emir preldzic gibi birçok pozisyonu oynayabilen fazla yetenekli diye tabir edebileceğimiz bir oyuncu. harika bir saha görüşü var. 1-2-3 numaralı pozisyonların hepsini oynayabilir ama asıl etkisini 2 numaradan gösterir. oyun kurucu meziyetleri çok üst düzeyde bir oyuncudur. ikili oyun oynatır, uzunları besler, köşeleri görür. skorer kimliği sayesinde yarattığı korku sayesinde bunları yaparken cebinde hep 2. bir seçeneğini barındırır.

iyi bir skor opsiyonudur. en zor şutları kolaymış gibi gösteren bir bug'a sahip ayrıca. uzun boyu ve kolları sayesinde çok hızlı ve güçlü görünmese de el sertliğinde birçok uzunu havada geçip turnike bırakabilir. sorumluluk alabilen ve bunu kaldırabilen bir oyuncu olarak el üstü, fadeaway hiç farketmez gerekli şutları potaya gönderir. lider oyuncu vasıflarına sahip oyunun her alanında varolan ama genelde istatistik kağıdına baktınız zaman "ohaa" diyeceğiniz bir oyuncu. ara sıra oyun içinde kendini unutturur ve yavaş yavaş devreye girer.

oyuncu özellikleri olarak daha çok topla haşir neşirken başarılı olan bir oyuncudur mejia. top elindeyse ne yapabileceğini kestiremezsiniz. kendisinin özel hayranı olarak seneye euroleague'de veya yine tbl'de izlemek isterim. yine tam mahmuti'lik oyuncu desem :) 3 numara oynatır asjkdjad



fabien causeur

işte erman hocamın son ve en nadide çiçeği. müthiş bir adam. tek kelimeyle manu ginobili'nin avrupadaki kalıntısı jkddlas tamam abartmayacağız. sinan can güler'e de benzer biraz :(

öncelikle kendisini farklı kılan özelliklerle başlayacağım. kasör müthiş bir savunmacı. izlenildiği zaman öyle kelepçe tipi savunmacılara benzemiyor. ancak hem stense oturduğunda hem de topsuz oyun savunmasında inanılmaz bir içgüdüsü ve kurnazlığı var. mesela bu sene onu izlediğim her maçta şahit olduğum bir durum var. rakip topu kenardan oyuna sokarken topun kime gideceğini biliyor ve mesafeyi biraz onlara topun sağ sağlim oraya gideceği hissiyatını verecek şekilde ayarlıyor. sonrasında ise topun elden çıkışıyla beraber 2.10'luk uzunun bile yetişemeyeceği yere uzanarak ya topu çalıyor ya da pozisyonu bozuyor. topun nereye gideceği konusunda inanılmaz bir hissiyata sahip.

savunma stensinde ise rakibinin sinirlerini bozacak şekilde sadece topu rahatsız edecek salvoları var. belki topu çalmaya yetecek kadar sert değiller ama rakibi bozacak kadar yeterli. bu adamın savunma yeteneklerini anlatmakla bitmez.

aslında kasör ve caja laboral'in bu sene yaptıkları iş birbirleriyle çok örtüşüyor. kasör istediği süreleri alamıyorken caja laboral resmen dibe doğru gidiyordu. hiçbir şeyin iyi gitmediği bu dönemden sonra tabak geldi ve daha da öenmlisi oleson ayrıldı. brad oleson'un caja'dan ayrılması sonrası ortaya çıkan adam yeni transfer jelinek değil kasör oldu. aldığı süreleri resmen hamal gibi hakederek taşıdı.

kasör'ün savunma yeteneklerini anlattık sıra hücumda. topla ilişkisi vasatın üstünde ve sürekli üstüne koyarak giden bir oyuncu için euroleague seviyesinde yeterli. skorer kimliğini, cholet döneminden biliyoruz. ginobili benzetmemiz biraz uçuk kaçabilir ancak ayak ve adım oyunlarıyla yaptığı penetreler birer sanat eseri. hücumda sürekli hareket halinde. top elindeyken pick'i iyi kullanıyor ve set hücumlarını organize edebiliyor.

iyi sayılabilecek bir dış şutu var. potayı rahatsız edebilmesi ise çok üst seviyede. atletik yapısıyla hem açık alanda hem de set hücumlarında potaya gidişleri çok önemli bir done. ayırca caja'da kullanmıyorlar ama 2 yada 3 numaradan backdoor oyunlarından bile kullanılabilir rudy fernandez gibi.

biraz daha hızlı hücum setlerine sahip takımlarda çok daha büyük bir oyuncu olacağını düşünüyorum. durağan tempo takımlarına pek gitmeyecek bir oyuncu yani. caja laboral'le halen 3 yıllık daha sözleşmesi var. onu alabilmek çok zor. ama alırsan aleksey shved, rudy fernandez, sinan can güler gibi verim alabilirsin.



daniel hackett

geçen sene legabasket'te kimleri takip etmeli konusunda sanırım tanju'nun tavsiyesiyle yanlış hatırlıyor da olabilirim o düzeltsin ricky hickman'la beraber takibe almıştık. bu sene euroleague arenasında geçen senenin de üstüne koyarak devam ediyor.

yine tam bizlik bir oyuncu. sahada yapılması gereken her şeyi yapar. önemli bir skor gücü ve iyi sayılabilecek bir dış şutu yoktur ama bu açıklarını kapatacak her şeye sahiptir. savunma, ribaund, sertlik, çirkeflik, asist, top çalma vs. vs.

hackett bahsettiğimiz gibi all around oyunculardan biridir. oyunun en fark yaratan kısmı savunma ve savunma kaynaklı hücum planlarıdır. pozisyon geçişkenliği olan bu sayede 1-2 numaraları oynayabilen ayrıca fiziksel özellikleri sayesinde 3 numara da savunabilen ve yine bu pozisyonu da oynayabilen bir oyuncudur.  güçlü penetresi ve bencil olmayan yapısıyla oynadığı takımlarda hep olumlu işler yapmıştır.

hackett david moss'la yanyana oynayarak üzüm üzüme baka baka misali önce saçlarını sonra da oyununu iyiyden iyiye ona benzetmeden siena'dan çalınması gereken bir oyuncu. parkede varlığı güven veren ama aynı zamanda çılgın diyebileceğiniz kaç tane oyuncu kaldı ki?

hackett'ın siena'yla 1 yıllık daha sözleşmesi var. muhtemelen de orada kalacaktır. bu yazı da burada kalsın seneye mayıs'ta tekrar hatırlarız.




pietro aradori

çok ilginç bir oyuncu. şutör, 3 numaralardan alıştığımız güçlü ve kalın fiziğiyle bir 2 numara. siena'nın geçen sene en umut vaadeden oyuncusuyken yeni yapılanmada düşünülmedi nedense. bence kendileri adına büyük bir kayıp oldu aradori'yi göndermek.

aradori genel oyun yapısı itibariyle david hawkins'in 2 numara oynayan varisi gibi. ancak bu tamamen genel bakış açısı. daha detaya inildiği zaman ise aradori çok kaliteli bir şutör. özellikle boş kaldığında çok can yakıcı bir şutu var. üstüne hawkins gibi topu eline aldıktan sonra içeri yalancı peentreyle girip pozisyonunu yaratıp stop jump shot veya pas feykiyle el üstü şut da gönderebilen bit oyuncu.

güçlü fiziği ve kalın yapısından bahsetmiştik. bu konuda geliştirmesi gereken en önemli hücum silahı post-up oyunları. bunları ara ara deniyor ve vasat seviyede başarılı oluyor ancak bu silahı artık daha üst seviyede yapması şart.

takım oyunu ve bireysel yetenek olarak euroleague seviyesinde bir oyuncu olduğunu söylemek lazım. çok iyi yaptığı şeylerin yanında her şeyden bir şeyler sunabilmesi onun adına çok önemli detaylar. geleceğini bu oyun üzerine inşa edeceği de bir gerçek. sadece şutuna güvenilir bir oyuncu olmadığını söylemek lazım.




thomas kelati

neden hiç buralara uğramadı cidden anlamıyorum. o kadar skorerler o kadar şutörler geldi geçti bu ülkeden kelati hiç uğramadı. adı bile geçmedi.

öncelikle winner bir oyuncu olmadığını düşünüyorum ama şut konusunda bu tez değişiyor ve çürüyor. oynadığı her takımda hücum süresinin sonuna yaklaşılan anlarda top onun elinde kalmışsa pek sıkıntı yaratmıyor. topu sağına vuruyor ya da soluna vuruyor üçlüğü yolluyor.

kelati fundamental olarak özel bir oyuncu. hucum repartuarında yok yok. ayakları yere sağlam basan ne oynadığını bilen çok büyük tecrübe. ben şahsen hala son bir fırsatının olduğu kanısındayım özel bir kontrat için daha.






david logan

tam bir pırpır. ele avuca sığmaz, her delikten geçebilen aykırı bir şutör guard. şutör kelimesinin hakkını verircesine çılgın bir atıcı.

logan'ı pao döneminden hepimiz tanırız. özel bir oyuncudur. hızı ve muhteşem şutörlüğüyle özel bir adamdır. özellikle transition hücumları seven, set hücumlarında 2 numaradan şut tehdidi isteyen takımlar için düşünülmesi farz bir oyuncudur.

kısa boyuna ve fiziğine bakılırsa işte tam bir delici oyun kurucu dersiniz ama adam saf bir şutör guard. özellikle set hücumlarında topla çok fazla etkileşimde bulunması gerekmeyecek bir takımda olması şart çünkü bu konuda pek iyi sayılmaz. 1e1'de hızlı ve çabuk olması avantajına ama bu konuda şutunu yaratan etiketini yapıştırmak mümkün değil. daha fazla çabukluğuyla bir avantaj sağlayabilir bu konuda ama fazlası zarar.

ama diğer yandan hızlı set offence'leri olan ya da hızlı hücum sayılarına ihtiyaç duyan takımlar için çok ideal bir oyuncu. bunları yapabiliyor. üstüne defalarca söylediğim gibi çok iyi bir şutör. savunmada ise boyuna bakılmayacak kadar atletik. iyi sıçrayabiliyor ve pas aralarını iyi kovalıyor. fenerbahçe ülker'in bu sene aradığı tarzda bir adamdı 2 numaraya ama onlar 3 tane 3 numara tercih ettiler.

bildiğim kadarıyla sözleşmesi 1 yıllıktı yani sezon sonu free agent. piyasası biraz düştüğü için maliyeti de çok yüksek olmayacaktır. ama dediğim gibi savunmada fiziksel ( 2 numara savunması sıkıntılı ) hücumda ise 2 numaradan oyun kurma ve pozisyon yaratma beklentisi içine girecek takımlar için mantıklı bir seçim olmaz.

burada son olarak bir parantez daha açmam gerekebilir oyun kurma ve pozisyonunu yaratma işini yapamaz değil bunu oyun sistemi olarak logan'dan isteyecek takımların iyi bir seçim yapmayacağını düşünüyorum.


kc rivers

keith langford'un halefi. işin ilginç yanı oyun tarzı olarak da birbirlerine çok benziyorlar. ikisi de özel skorerler ancak sistem dışına çıktıklarında fark yaratabiliyorlar.

basketbolu estetik kaygılarla izleyen, crossover'ları ağzı açık izleyen, 1e1 hücumlarda rakibinin belini kırıp potaya yüklenen oyuncuların hastası izleyiciler için süper ötesi bir yetenek.

kc rivers korkulacak tipte bir oyuncu. rakibinizin elinde bu tip bir oyuncu varsa şapkadan tavşan çıkartmasını bekleyebilirsiniz. benim sene içinde "şutu güven vermiyor" serzenişime ünsal abi'den gelen "ayıp ulan ayıp" şeklinde sert cevabın da etkisiyle güvenilir bir şutunun olduğunu söyleyebiliriz :) top elindeyken daha çok skoru düşündüğü için hücumda portföyü geniş bir oyuncu sayılmaz.

şutuna çok güvendiğini belirtmek lazım. eline topu her aldığında şutu düşünen bir oyuncu. kendisinin daha fazla penetreye yönelik oynaması gereken anlarda dahi kaldırıp şutu atan bir oyuncu. savunma konusunda fena değildir. fiziksel olarak 2 ve 3 numaraları savunabilir. özellikle 1e1 savunması iyidir. topsuz alan savunması ise suya sabuna dokunmayan tarzdadır.

bu sene içinde khimki'den alacakları nedeniyle ayrılması gündemdeydi. sene sonu ise kalacağını pek düşünmüyorum. 500-600 bandında tercih edilebilir bir oyuncu bana göre.


carl english

onu ilk izlediğim maç gran canaria - galatasaray serisiydi eurocup'taki. murat murathanoğlu ısrarla carl english çok iyi bir şutör dikkat etmek lazım diyordu. pek iyi bir seri geçirdiği söylenemez ama denildiği kadar iyi bir şutör olduğunu da anlamıştık. o dönemden sonra zaman akıp giderken carl english'de o takımdan bu takıma sürüklendi. ancak bu sene estudiantes'de yaptığı işlerle bir anda işin rengi değişti. çünkü artık carl english sadece bir şutör değil iyi bir skorere evrilmiş.

olağanüstü bir şut mekaniğine sahip. ister tansition gelsin ister screen'den çıksın, ister hazırlanmış pozisyon olsun şut yüzdesi hep inanılmaz seviyelerde. bacaklarını hafif açıp gücünü sağlama aldığı anlarda kaçırması için dua etmekten başka çare yok eheheh klişemizi de yapalım.

car lenglish artık 32 yaşına geldiği bu günlerde tamamen skorer bir kimliğe bürünmüş durumda. eskisi gibi sadece çizginin dışından atacağı şutlarla değil içeriyi zorlayarak, fiziksel teması sağlayarak şutunu kullanabilen bir oyuncu artık.

biz kendisini bir de trouble'dan dinlemek isterdik ama o şuan bodrum milas arasında bir tatil köyünde domates ekiyormuş. allah kolaylık versin. carl english'in 32 yaşında kariyer kontratını alacağı günü görür umarım.

2 yorum:

  1. şimdi paez nazarımda şutörler 3'e ayrılıyor asdas:

    1.cenk akyol misali büyük maçlarda yüzdesi düşük ama royal halı maçlarında 5 üçlük arka arkaya yollayan şutör.

    2.maç içinde çaktırmadan 15-16 sayı atanlar. bunlar maçın tansiyonu düşük oldugu anlarda üçlükleri yollarlar, diğer zamanlar sorumluluk almazlar. o yüzden iz bırakmazlar ve hangi ara attı dersin bu deyyus.

    3.senin efsane tabirinle heves sikenler. domercant:( gibi. attığı üçlük rakip taraftarı susturur. etrafı göt olma suskunluğu kaplar. sayıyı attıktan sonra şut attığı kolu havada geri koşar. maçın kritik anlarında bile önceki bilmem kaç şutunu kaçırırsa kaçırsın top yine ona verilir ve o da onu yüksek yüzdeyle sokar. gerektiğinde kendi şutunu yaratır. keşke sabahattin ali yaşasaydı da o betimleseydi adfs

    carl da işte 2.gruptan 3'e geçti son zamanlarda.bu arada galatasaray-canaria serisinde chris owens coşmuştu. murat özyer o takımı nasıl kurdu ya, hala şaşırıyorum:( bir sonraki sezon amerika ekolünden yugoslav'a keskin geçiş yapıp sıçmıştık. tarzı olmayan adamları sevmiyorum paez. o yüzden murat özyer'in koçluğunu da sevmezdim. taktik bilgisi sınırlı olan adam net nba tarzı oynamalı. kaos, hızlı hücüm, top çalma falan. bak ufuk sarıca'ya asfasd

    YanıtlaSil
  2. ashgdjkadasjhgdda başkan yine bir döndün pir döndün.

    şutörler konusunda senin üzerine laf etmek bana düşmez. gereken her şeyi apaçık yazmışsın ajkads türkiye'deki en iyi şutör desem direkt erdal bibo, reha öz 2-3 olurlar birinci sırayı gassaray'ın aslan yavrusu ersin görkem dersin bilirim.

    murat özyer konusunda 2 kelam da ben edeyim. "ahaha beyinsiz amerikalılarla ec'de yarı final yaptım bakın şimdi yugo'larla neler yapacam deyip 2'si ölmüş ex-yugo üstüne marshall boya reklamında siyah tonları bile yapamayacak siktirland'ı alan adama çok bile güvenmişiz :(

    YanıtlaSil